Ataşehir Remzi Bayraktar Ticaret Meslek Lisesi Girişimcilik Kulübü olarak 2 Ocak 2012 tarihinde Gençlik ve Girişimcilik Paneli ’nde üç genç girişimciyi ağırladık.
Konuklarımız; ülke tarihimizin seçilmiş En Genç Milletvekili Bilal Macit, İGİAD Genel Sekreterliğini yürütmekte olan eski Genç MÜSİAD Başkanı Fatih Uysan ve birçok alanda girişimci olarak kendisini kanıtlamış, STK'larda aktif görev almış, şu anda da Genç Siviller sözcülüğünü yürüten Fatih Demirci oldular.
Panelimizin ilk konuşmacısı Bilal Macit, kendi hayatından örneklerle gençlere girişimcilik tecrübelerini aktarmak üzere konuşmasına başladı. Konuşmasını kısaca özetleyelim.Vekil adayı olduğunda genç olmasının kendisine birçok ortamda olumsuzluk teşkil ettiğini ve olumsuzlukları yenebilmek için fazladan gayret sarfetmek zorunda olduğunu ama pes etmeyerek seçilmeyi başardığını ve bundan sonra da klişeleri, kalıpları yıkmaya gayret edeceğini, sırtındaki yükün ağır olduğunu bildiğini çünkü en genç siyasetçi olarak başarısız olmasının bedelini kendisinden sonra gelecek olan gençlerin ödeyebileceğini bu yüzden kendisini meclisteki herkesten daha çok çalışmak zorunda hissettiğini söylemiştir.Siyaset yapmanın sadece parlamentoda olmak olmadığını, herhangi bir STK ’da okul derneğinde veya kulübünde görev almanın da aynı anlama geldiğini, siyasetin esasen sürüden ayrılmak, çevreye karşı sorumluluk alıp dünyanın daha yaşanabilir bir yer olması için söyleyebilecek bir sözünün olması olduğunu eklerken bu çerçeveden bakınca parlamentoda olmanın belki de bir genç için olunabilecek en son yer olduğunu söylemiştir.
Para kazanmanın kas-bilek gücünden fikir ve üretim gücüne doğru dönüştüğünü, dünyanın en etkili şirket ve ülkelerine bakıldığında asıl güçlerinin kaliteli insan kaynağı olduğunu görebileceğimizi söylerken daha önceleri yönetimlere gelen kişilerin hep belli okullarda okumuş, belli ailelerin çocukları olduğunu ve devletlerin bu kişilere göre şekillendiğini ancak artık bilgiye ulaşmanın kolaylaşmasıyla artık bu kalıpların yıkıldığını ve yakın bir örnek olarak Ortadoğu’ya bakıldığında ismi duyulmamış insanların devrimler yapabildiğinin görülebileceğini söyledi.Meslek lisesinde okumuş bir insan olduğunu ve bizi hayatta diğerlerinden farklı kılan şeyin etiketlerimiz değil, neler yaptığımız ve kendimizi nasıl yetiştirdiğimiz olduğunu söylerken, genç olmanın yaş olarak 18-25 arası olmak değil çevresine karşı, dünyaya karşı sorumluluk alabilmek, kendisine güvenebilmek ve inandığı doğruları için mücadele edebilmek olduğunu eklemiştir.
Mesleklerin önemini kaybettiği bir dünyada yaşadığımızı, eskiden bir doktorun, mühendisin, öğretmenin üniversitede aldığı eğitimle ömür boyu mesleğini icra edebilirken artık bilginin çok hızlı değişmesi sebebiyle lise-üniversite-yüksek lisans diplomalarının bile çok önemi kalmadığını, sürekli kendini yenilemeyenlerinin silinip gitmek zorunda kalacağını belirtmiş ve dünyayı çok takip edebilenin güçlü kalabileceğini söylerken şu alıntıyla konuşmasını sonlandırmıştır:
”Olgunlaşmamış insanın özelliği inandığı dava uğruna kahramanca savaşıp ölmektir. Olgunlaşmış insanın özelliği ise inandığı dava uğruna mütevazi bir şekilde yaşayıp ömrünü bunun için harcayabilmektir.”
İkinci konuğumuz İGİAD Genel Sekreteri Fatih Uysan ise konuşmasına Uluslararası İlişkiler mezunu olduğunu ve okuduğu bölümde derslerden çok zevk aldığını, edindiği tecrübelerin iş hayatında kendisine çok faydalı olduğunu ve mutlaka üniversite okumanın hedef olarak alınması gerektiğini belirterek başlamıştır.
Ticaret lisesi öğrencilerinin diğer lise öğrencilerine göre ticaret hayatına atılmak için önde başladığını ve bir de üniversite okunursa altın bilezik gibi değerli olacağını ekleyerek konuşmasına devam ederken güncel olaylar incelendiğinde kamuda çok yığılma yaşandığını ve iş bulma açısından sıkıntılar oluştuğunu, işsizliğin arttığını söylerken asıl çözümün genç girişimciliği destekleyerek geleceğine inandığını söylemiştir.
Girişimci denilince akla hemen büyük sanayicilerin, e-ticaret yapan internet sitelerinin gelmemesi gerektiğini; asıl girişimciliğin farklı düşünmek, farklılığı fark etmek, daha önce yapılmamış olanı bulabilmek, yapılmış olanı farklılaştırabilmek olduğunu ve girişimci olmak isteyen kişinin öncelikle kendisini bu yönde geliştirmesinin başarıyı artıran faktörlerden olacağını eklemiştir.
Konuşmacı, özellikle üniversitede okurken sosyal etkinliklere katılmanın faydasını anlatırken, sosyal faaliyetler ve kulüpler vasıtasıyla tanışılan STK temsilcilerinin iş hayatına geçişte ve girişimcilik adına atılan adımlarda çok yararlı olduğunu söylemiş, üniversite okumanın kendileri adına çok faydalı olacağını önemle tekrarlayarak konuşmasını bitirmiştir.
Üçüncü konuğumuz Fatih Demirci ise slayt gösterisi eşliğinde yaptığı sunumunda eğitim sisteminde değişmesi gerekenlerden, kafalarda yıkılması gereken kalıplardan ve dünyayla entegre olabilmemiz adına öğrencilerimizin kendi imkanlarıyla yapabileceklerinden bahsetmiş ve paneli sona erdirmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder